![](https://kolekta-media-01.s3.eu-west-1.amazonaws.com/wp-content/uploads/2025/02/14150445/PHOTO-2025-02-12-12-57-25-1.jpg)
YERÇEKİMLİ KARANFİL[1]
Ece Ağırtmış, Melih Çebi, Eymen Aktel ,Ecem Yüksel, Hazal Özgür, Burak Ata / 8 Şubat- 29 Mart 2025 / PİLOT Galeri
Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele.
Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sessizce.
“Yerçekimli Karanfil”, yalnızca eserlerin toplamı değil, aynı zamanda bir araya gelişin, kesintisiz bir diyaloğun, ortak bir hissiyatta buluşmanın ürünü. Sergi, bir dönemin, bir ruhun, ortak bir dünya fikrinin yansımalarını taşıyor. Birbirine bakan, uzaktan da olsa takip eden, takdir eden, kimi zaman yapıtlara yapıtlarla yanıt veren sanatçılar bu sergi kapsamında bir araya geliyor. Ece Ağırtmış, Eymen Aktel, Burak Ata, Melih Çebi, Hazal Özgür ve Ecem Yüksel’in çalışmaları bu sergi kapsamında ilk kez yan yana geliyor.
Sanat, sanatçıya ne kadar kişisel gelirse gelsin, zamanının estetik algılarından, sanatçının içine doğduğu ideolojilerden kopuk olamayacağı için, her zaman politik ve toplumsaldır. Bir grup olarak tanımlanamayacak ancak bir kuşak olarak ele alınabilecek bu sanatçılar, kullandıkları renk paleti, tezatlıkları sunma biçimindeki yaklaşım, sosyal medya ve tüm yeni teknolojilere aşinalık kadar eleştirel yaklaşım, toplumsal bilinçdışı ve dil öncesi dünyaya ilgi, yüzeysel gibi görünen anların sakladığı derinliği anlamaya yönelik çabalarıyla birbiriyle konuşan işler sunuyor.
Bu sergi, sanatçıların kendi dünya algılarını birleştirerek yeni bir kolektivitenin şekillendirdiği bir alanı temsil ediyor.
![](https://kolekta-media-01.s3.eu-west-1.amazonaws.com/wp-content/uploads/2025/02/14150846/PilotGaleri_YercekimliKaranfil_Sahirugureren_0006.jpg)
Ece Ağırtmış çocukluk anılarından ve oyuncaklarından ilham alarak gündelik hayatı ve yaşamın sıradan görünen olağanüstü anlarını ahşap malzemelerle ve renklerle harmanlar. Erken yaşlardan itibaren çeşitli resim teknikleri ve doğal malzemelerle yaptığı denemeler, onun sanatsal yolculuğunun temelini oluşturur. Ahşabın doğallığı ile plastik oyuncakların yapaylığını birleştirerek hem doğallığı hem de yapaylığı eserlerinde çarpıcı bir şekilde sunar. Ağırtmış, eserlerinde mizahı ve gözlemciliği bir araya getirerek, ahşap eserleriyle izleyiciye nostaljik bir tanıdıklık hissi uyandırmayı hedefler.
![](https://kolekta-media-01.s3.eu-west-1.amazonaws.com/wp-content/uploads/2025/02/14150926/Ece-Ag%CC%86%C4%B1rtm%C4%B1s%CC%A7_-Self-Portrait_-2024_-Akrilik-boya-tahta-.jpg)
Eymen Aktel‘in sanatsal yaklaşımı, estetik ilhamını mağara resimleri ve antik kompozisyonlardan alır, hiyerarşi ve sınıfsal çatışmalar gibi sorunları primitif bir dille anlatmayı tercih eder, çömlekler, ham tuval bezleri üzerine tanıdık gelen bir paletle resimler yapar. Eski çağların ifade biçimlerini kullanarak, günümüzün geçici problemlerinin ötesinde, insanlığın süregelen evrensel meselelerini betimlemeyi amaçlar.
![](https://kolekta-media-01.s3.eu-west-1.amazonaws.com/wp-content/uploads/2025/02/14151005/Eymen-Aktel_-Greece_-2024_Tuval-u%CC%88zerine-akrilik-.jpg)
Burak Ata’nın eserlerinde otobiyografik dönüşümlerinin izlerini sürülürken kendisini mütevazı bir şekilde geçirgen bir noktaya konumlandırarak, kişisel ve günlük hayatının gelgitlerini kaydediyor ve aktarıyor. Erken Rönesans resmine olan hassas ilgisi sayesinde, eklektik bir mizah ve ince bir eleştiri taşır. Resimlerinin grameri soyut olmakla birlikte, konuları yorumlama biçimi figüratif unsurlar içerir. Genellikle mekansal bir ağ içinde eriyen, mekanın ağırlığıyla ezilen veya arka plana itilen figürler görürüz. Mimari bileşenler veya mekansallık hissi sağlayan herhangi bir unsur, yapısal ve kültürel olanı temsil eder.
![](https://kolekta-media-01.s3.eu-west-1.amazonaws.com/wp-content/uploads/2025/02/14150909/Burak-Ata_-Time-Flows_-2023.jpg)
Melih Çebi dijital çağın ve tüketim toplumunun insan üzerindeki etkilerini sorgulayarak bireyin kimlik arayışını işlediği kompozisyonlar üretir. Eserlerinde renkli ve neşeli bir yüzeyin altında, derin ve eleştirel bir ton sezilir. Kendi yaşam tecrübelerinden ve çocukluk anılarından yola çıkarak karakterler ve hikayeler oluşturur. Çebi eserlerinde hem kişisel hem de toplumsal krizleri, absürt durumları ve varoluşsal sorgulamaları mizahi ve sarkastik bir dille ifade eder.
![](https://kolekta-media-01.s3.eu-west-1.amazonaws.com/wp-content/uploads/2025/02/14151042/Melih-C%CC%A7ebi_-Gold-Sun-II_-2025_-Tuval-u%CC%88zerine-akrilik.jpg)
Hazal Özgür’ün çalışmaları Freud’un “okyanus hissi” olarak kategorize ettiği kavramı keşfetmeye odaklanır. Sanatsal pratiğine ilk başladığı günden beri “Dil” meselesi üzerine kafa yoran sanatçı, işlerinde çektiği fotoğraflardan da yararlanır. Soyut ve figüratif bir görsel anlatımla masalsı bir alemin kapılarını aralar.
![](https://kolekta-media-01.s3.eu-west-1.amazonaws.com/wp-content/uploads/2025/02/14151025/Hazal-O%CC%88zgu%CC%88r_-The-Heart-of-Painting_2024_-Tuval-ve-tu%CC%88l-u%CC%88zerine-akrilik-.jpg)
Ecem Yüksel eserlerinde manzaralar, figürler ve etrafındaki insanların, hayvanların ve nesnelerin anlık görüntülerine odaklanır. Erişilebilir görüntüleri manipüle ederek kendi bakış açısını oluşturmayı amaçlar ve seyirci olma ve taraf tutma kavramlarını işler. Çeşitli resim tekniklerinin yanı sıra heykel, baskı ve sanat kitapları üretir.
![](https://kolekta-media-01.s3.eu-west-1.amazonaws.com/wp-content/uploads/2025/02/14150944/Ecem-Yu%CC%88ksel_-Blackbird_-2024_Tuval-u%CC%88zerine-yag%CC%86l%C4%B1-boya-.jpg)
Belli bir tema üzerinden değil, çeşitli dilsel ve sanatsal yaklaşımlar üzerinden ortaklaşan 6 sanatçının çalışmaları, doğrudan konuşmadığında bile yan yana oluşlarıyla ilham ve dayanışma duygusu uyandırıyor. Birbirlerine ilham veren/ilham alan, aynı dili konuşmanın getirdiği güven duygusunu hem hisseden hem hissettiren sanatçılar, bu sergi vesilesiyle bir kuşağın ortak duygu ve yaklaşımlarını görünür kılıyor.
Yerçekimli Karanfil başlıklı grup sergisi, 8 Şubat- 29 Mart 2025 tarihleri arasında PİLOT Galeri’de görülebilir.
[1] Edip Cansever’in 1957 yılında yayımlanan ve 1958 Yeditepe Şiir Armağanı’na layık görülen kitabı Yerçekimli Karanfil’de yer alan ve aynı ismi taşıyan şiiri serginin düğüm noktasını oluşturuyor. Ece Ağırtmış ile Azra Tüzünoğlu arasında yıllara dayanan paylaşımlar bu serginin başlangıç noktası. Ece’nin Azra’ya ilettiği eserler, sanatçı websiteleri, bazen röportajları, sanatçının kendini nasıl bir sanatsal atmosferin parçası hissettiğine dair önemli ip uçları vermekte idi. Bu sergi, elden ele dolaşan karanfil metaforunu, 90’larda doğan sanatçıların perspektifinden izleyiciye sunuyor.
____
GRAVITATIONAL CARNATION[1]
You lean towards the carnation, I take and pass it to you voil`a
And you pass it more beautiful to another
The other passes it along n’est-ce pas
So goes the carnation from hand to hand.
You see then, you and I are growing a passion,
I’m touching on you, I’m warming up to you, this is not that
Look how, seven colors become as one
We are silently uniting.
‘Gravitational Carnation’ is not only a collection of works but also the product of a coming together, an ongoing dialogue, a union in a shared sentiment. The exhibition resonates with the echoes of an era, a spirit, and a shared world vision. Artists who observe, follow, and appreciate each other from afar, sometimes even responding to works with their own creations, are brought together in this exhibition. For the first time, the works of Ece Ağırtmış, Eymen Aktel, Burak Ata, Melih Çebi, Hazal Özgür, and Ecem Yüksel are presented side by side.
No matter how personal art may feel to the artist, it can never be entirely separate from the aesthetic perceptions of its time or the ideologies it is born into; therefore, thus, it is inherently political and social.
These artists, who may not be defined as a group yet can be considered a generation, present works that engage in dialogue with one another through their use of color palettes, their approach to presenting contrasts, their simultaneous familiarity with and critical stance toward social media and emerging technologies, their interest in the collective unconscious and the pre-linguistic world, and their efforts to grasp the depth hidden within seemingly superficial moments.
This exhibition represents a space shaped by a new collectivity, formed through the artists’ merging perceptions of the world.
Ece Ağırtmış draws inspiration from her childhood memories and toys, skillfully blending everyday life with wooden materials and colors. Her early experiments with various painting techniques and natural materials underpin her artistic journey. By juxtaposing the organic essence of wood with the artificiality of plastic toys, she creates a striking contrast between the natural and the synthetic in her works. Ağırtmış aims to evoke a sense of nostalgic familiarity in the viewer through her wooden creations, incorporating humor and keen observation.
Eymen Aktel embodies the essence of ancient artistry, drawing inspiration from cave paintings and historical compositions. He articulates narratives of hierarchy and class struggle utilizing a fundamental lexicon, producing evocative paintings on pottery and raw canvas with a harmonious color palette. By employing the expressive forms of the past, he aims to illuminate the enduring human dilemmas that surpass the transient issues of contemporary society.
Burak Ata works reflect his autobiographical transformations while he positions himself at a permeable point, documenting the ebb and flow of his personal and daily life. His keen interest in early Renaissance painting informs his eclectic humor and subtle criticism. While the grammar of his paintings is abstract, his interpretations of the subjects incorporate figurative elements. Figures frequently appear to melt into a spatial network, burdened by the weight of space or relegated to the background. Architectural components and other elements that convey a sense of spatiality represent the structural and cultural aspects of his work.
Melih Çebi creates compositions that explore the effects of the digital age and consumer society on individuals, focusing on the search for identity. Beneath the colorful and cheerful surface of his works, a deep and critical tone can be sensed. Drawing from his own life experiences and childhood memories, he constructs characters and narratives. In his works, Çebi expresses both personal and societal crises, absurd situations, and existential inquiries with a humorous and sarcastic approach.
Hazal Özgür’s works focus on exploring the concept categorized by Freud as the “oceanic feeling.” Since the beginning of her artistic practice, she has been deeply engaged with the issue of “language.” She also incorporates her own photographs into her works, opening the doors to a dreamlike world through an abstract and figurative visual narrative.
Ecem Yüksel focuses on snapshots of landscapes, figures, and the people, animals, and objects around her in her works. By manipulating accessible images, she aims to create her own perspective while exploring the concepts of spectatorship and taking sides. In addition to various painting techniques, she also produces sculptures, prints, and artist books.
Rather than being centered around a specific theme, the works of six artists who converge through various linguistic and artistic approaches evoke a sense of inspiration and solidarity, even when not directly communicating. These artists, who both inspire and are inspired by one another, cultivate a shared sense of trust born from a common artistic language. Through this exhibition, they make the shared emotions and perspectives of a generation visible.
The group exhibition titled Gravitational Carnation will be on view at PİLOT Gallery from February 8 to March 29, 2025.
[1]Edip Cansever’s poem Yerçekimli Karanfil, featured in his 1957 book of the same name—which was awarded the 1958 Yeditepe Poetry Prize—serves as the focal point of the exhibition. The years-long exchange between Ece Ağırtmış and Azra Tüzünoğlu marks the starting point of this exhibition. The works Ece shared with Azra, including artist websites and sometimes interviews, provided significant clues about how the artist perceived themselves as part of a particular artistic atmosphere. This exhibition presents the metaphor of the carnation, passed from hand to hand, through the perspective of artists born in the 1990s.