Hakan Gürbüzer

Hakan Gürbüzer

Hakkında

Hakan Gürbüzer 1990 yılında Denizli’de doğdu. 2010-2014 yılları arasında Pamukkale Üniversitesi Resim Öğretmenliği Bölümü’nde eğitim gördü. Mezuniyetinden sonra dövme stüdyosunda çalışmaya başladı ve 2017’de kendi dövme stüdyosunu açtı. Sanatçı halen Denizli’de yaşamakta ve çalışmalarını devam ettirmektedir.

 

Hakan Gürbüzer, 2014 yılında “Öğretmen Okullarının Kuruluşunun 166. Yıl Dönümü” sergisi (Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Denizli) ve 2022 yılında ise “Bir Grup İnsan” (Merkez Efendi Kültür Merkezi, Denizli) isimli karma sergilerde yer aldı.

 

Hakan Gürbüzer, insan doğasının içsel çatışmalarını, çağdaş temalarla harmanlayan bir sanatçıdır. Gürbüzer, eserlerinde genellikle tek bir figürü odak noktası olarak kullanır ve bozulmuş formlarla izleyiciyle bağ kurmayı hedefler. Parlak ve çarpıcı renk paletiyle, Neo-Kübist yaklaşımı üzerinden kişisel ideolojiler ile toplumsal zorluklar arasındaki çatışmayı ele alır. Gürbüzer’in tabloları, soyut dünyaları oluşturan fragmente gerçeklikler aracılığıyla, içsel sorgulamaların ve varoluşsal mücadelelerin etkileyici bir anlatımını sunar.

 

İlk bakışta Kübizm’in etkisinin hemen hissedildiği eserler, detaylara inildikçe karşımıza çıkan Hiper-Realist alanlarla bizlere alışılmış kübizmin ötesine geçen hibrit bir anlayış sunar. Bu bağlamda Hakan Gürbüzer'in eserleri, iki boyutlu düzlemde bir nesnenin farklı bakış açılarını zarif bir şekilde bir araya getirmesi nedeniyle Neo-Kübizm olarak değerlendirilebilir. Aynı zamanda sanatçının bu yeni yaklaşımında Fütürizm etkilerini de görürüz. Kendine özgü zengin üslubuyla renklerin ve jestlerin bir kakofonisi olarak tezahür eden dramatik kompozisyonlarındaki her bir detayın parçalanmış ve bölünerek geometrik şekillere indirgenmiş kolaj gibi görünen yapısı, bizlere sanki aynı anın farklı evrenlerdeki imgelerinin üst üste bindirilerek bir nevi zaman ve mekânın iç içe geçtiği tuhaf, çok renkli ve tekinsiz bir hayal dünyasının kapılarını aralar. Perspektifler harmanlanır, insanlar ve dünyalar kusursuz bir şekilde çarpışır, bu da izleyiciyi her parçada odak noktasını arama durumunda bırakır. Duygu durumunu daha iyi ifade edebilmek amacıyla sanatçı tarafından bilinçli olarak seçilen bu kompleks yaklaşımdaki en önemli unsur duyguyu renklerle anlatarak bir bütünlük sağlayabilmek, resmin geneline baktığımızda ise renk ve deforme edilmiş formlar ile hem uyumlu hem de uyumsuz bir havayı aynı anda yakalayabilmek.

 

Hakan Gürbüzer’in sanatı konu olarak kültürel bellek kavramından beslenir. Modern toplum içerisindeki bireysel varoluş çabaları ve toplumsal iletişimsizlik ekseninde okuyabileceğimiz kompozisyonlarına rastgele serpiştirilmiş birbirinden bağımsız gibi görünen ama aynı zamanda ustalıkla bir araya getirilmiş detaylar, aslında sanatçının hayatının farklı zamanlarından kopartılarak bir araya getirdiği kişisel çatışmaların ve hesaplaşmaların birer mozaiğidir. Sanatçı, genellikle eserlerinin merkezine oturttuğu tek bir figüre odaklanır ve bunu seyirciye dönük yaparak izleyici ile eser arasında bir bağ kurmayı amaçlar. Bunlar mağrur ama dalgın ve derin düşünceler içinde, sanki dünyanın tüm yükünü omuzlamış gibi görünen ızdırap dolu başkahramanlardır. Gürbüzer görünüşe göre çalışmalarında geçmişini, şimdiki zamanını ve gelecekteki benliğini temsil ederken, kendisiyle böyle bir şekilde yüzleşmek zorunda kalmanın varoluşsal korkusunu yakalar. Bu tema, Gürbüzer'in tüm eserlerinde kendi sözleriyle şu şekilde yankılanır: “Bugün hayatta olan tüm insanoğlu, binlerce yıllık insanlık geçmişinin belleğini taşır. Bu bellekte geçmişin korkularını, bilgilerini, inançlarını, geleneklerini, törelerini, kültürlerini, bağlılıklarını, alışkanlıklarını taşımaktayız ve bunlar kendi içimizdeki çatışmaların bir tarafını oluşturmaktadır. İçimizdeki çatışmanın diğer tarafında ise bulunduğumuz coğrafya, teknoloji, eğitim, kişisel haklar, özgürlük, içinde bulunduğumuz dönemin tehditleri, endişeleri, sıkıntıları, korkuları bulunmaktadır. İnsanın içinde ne kadar ilke, ideoloji, fikir var ise iç dünyasındaki çatışmalar da bir o kadar fazladır. Bu çatışmaları ortaya çıkaran etkenler nelerdir? Bu çatışmalarla nasıl başa çıkıyoruz, ne gibi çözümler üretiyoruz? Üretebiliyor muyuz? Bu durumun bizde yarattığı ruhsal ve fiziksel etkileri nelerdir?”

Çok yakında...
Çok yakında...
Sitemize giriş yaparak kişisel verileriniz, site kullanımınızı analiz etmek, sosyal medya özellikleri ve reklamları kişiselleştirmek amacıyla çerezler aracılığıyla işlenmektedir. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Metni’ni okuyabilirsiniz. Anladım butonuna tıklayarak açık rıza beyanında bulunmuş olursunuz.